web 2.0

22 Temmuz 2010

20100723 - HELE DE DOSTUNUZ GÜÇLÜYSE...

HELE DE DOSTUNUZ GÜÇLÜYSE...

ALEX DE SOUZA, ortaya koyduğu futbolla, kişiliyle, verdiği doğru ve isabetli demeçlerle hem Fenerbahçe’nin hem de Türk Futbol camiasının takdirlerini kazanmış bir Brezilyalı.
Bu Brezilyalı,  “(...) Bu dostluk maçını tam olarak anlayabilmiş değilim. Çünkü benim bildiğim Fenerbahçe ile Galatasaray arasında bir tostluk yok ki!(...)” demiş (21.07.2010 Günkü gazeteler) ve -güya- bu açıklamayı okuyanlarda da şaşkınlık yaratmışmış!
Allah aşkına samimi olalım. Gerçekten de iki kulüp arasında ‘dostluk’ var mı?
Varsa; geçmişte bugüne kadar kavgalar, bu çıngar çıkartmalar, kafa-göz kırmalar, kan gövdeyi götürmeler de neyin nesi o zaman?
Hatta Fenerbahçeli-Galatasaraylı birçok köşe yazarının birbirlerine -neredeyse hakarete varan- sataşmalarına ne demeli?
‘Dostluktan’ mı diyelim?!
Kim, kimi kandırıyor!
*
Elin Brezilyalısı hastalığı tespit etmiş.
“(...) Fenerbahçe-Galatasaray arasında dostluk yok ki! (...)” demiş.
Ha! Bundan rahatsız mıyız, bu iki güzide  külübümüz arasında dostluğun olmasını mı istiyoruz?
İyi olanı sahada alkışlamalarını...
Maç sonrasında birbirlerini tebrik etmelerini...
Nasıl olacak bu?
Çok basit!
Her oynanan maç sonunda sonra aklıselim demeçler verilecek. Öfkeye ve fanatizme fırsat verilmeyecek,
*
Söyler misiniz hangi Galatasaray-Fenerbahçe maçında bunlar oluyor?
Olmuyor, olamıyor…
O halde neden Alex’in “(...) Fenerbahçe-Galatasaray arasında dostluk yok ki!(...)”demesine tepkili oluyoruz ki?
Eğer bu durum, her iki tarafı da rahatsız ediyorsa -ki etmelidir- o zaman hemen gereği yapılmalı.
Ben bir Fenerbahçeli olarak, her zaman Galatasaraylılarla dost olmaktan büyük keyif almış biriyim.
Ancak, tahmin edilemeyecek kadar fanatik Fenerbahçe düşmanı Galatasaraylı; yine bir o kadar Galatasaray düşmanı Fenerbahçeli var.
Bu bir tespit…
İstatistiksel rakamlar veremesem de her maç çıkışı sokakların ne hale geldiği, emniyet güçlerin hangi güçlüklerle ortalığı yatıştırmaya çalıştığını kim inkar edebilir ki?
*
Söyler misiniz hangi Fenerbahçe-Galatasaray, Galatasaray-Fenerbahçe maçında: “Centilmence oynayan kazansın” denilip, maçtan gürültüsüz patırtısız çıkıldı ki?
Çıkılmadı…
Doğru olan; sorunu göz ardı etmek yerine, sahiplenip çözmek değil midir?
Hepimiz biliyoruz ki istesek de istemesek de Türkiye Süper Ligi; ne Galatasaraysız ne Fenerbahçesiz ne de Beşiktaşsız olabilir…
O zaman önce küfürler kesilmeli…
Sonra her iki  tarafın da olumluları takdir edilmeli…
Hakem hataları kulüp yetkililerine yüklenmeden, hakemlerin beceriksizliklerine verilmeli ve tepkiler bu yönde olmalı...
Ve en önemlisi 90’dakinın keyfi çıkarılmalı. 
Amaç da o değil mi zaten?
Stres atmak, deşarj olmak ve o anın keyfini çıkarmak!
Peki, bunlar yapılacakken, insanın birbirini kırmasına değer mi?
Bence değmez...
Rekabete devam, şiddete hayır...
İlle de: Dostluğa evet, evet, evet.
*
Dostluktan güzeli ne var ki…
Hele dostumuz güçlü ise…


0 yorum:

Yorum Gönder