ŞEFFAFLIKMIŞ, DÜRÜSTLÜKMÜŞ
GEÇ BUNLARI BİR KALEM...
Hakkaniyet, adalet, dürüstlük, samimiyet, şeffaflık...
İyi bir insan böyle olmalıymış...
Çevremdeki herkes böyle diyor…
Bense bunların hepsine de ‘saçma’ diyorum
Meziyetmiş gibi gösterilen bunlar için kafa patlatılarak boşa zaman kaybetmemeli…
Konuşulması da, yazılması da, tartışılması da ayıp olan şeyler bunlar.
Gerçekten de ayıp…
Şu anda ben bile bu konuda yazarken üzüntü duyuyorum…
*
Düşünsenize bir kere!
Bir ‘insan’ın olmazsa olmazı olan özellikler, meziyetmiş gibi yazılıp duruyor; konuşulup duruyor…
Zaten insanın öyle olması gerekmez mi?
Zaten “İNSAN” kavramı bu özelliklerin tamamını içine almıyor mu?
O zaman niye bunlar ‘yaşanarak değil de konuşularak’ öne çıkarılıyor; insanın topluma kazanımları, toplum için çabaları, icatları, özverileri, uğraşıları, eziyet çektikleri hiç hesaba katılmıyor, değerlendirilmiyor?
Onun için ben üstüne basa basa diyorum ki; bu tür tartışmalar boşa zaman kaybı…
Gereksiz savsatalamalar…
Ego tatmini…
Böbürlenme…
Gururlanma…
Beklenti…
Başka da bir şey değil…
*
Böyle söylüyor olduğum için bana kızıyor musunuz, söylediklerime katılıyor musunuz bilmiyorum tabi…
Düşüncelerimi ister doğru bulun, isterseniz saçmaladığımı düşünün…
Açıkçası pek de umurum değil…
Ne dürüst olmak gibi bir derdim, ne de şeffaf olmak gibi bir çabam var ‘insan’ olabilmenin ötesinde…
Doğru bildiklerimi, inandıklarımı yazmanın…
Değerlendirmelerimi ise akıl, mantık ve vicdan süzgecinden geçirerek yapıyor olmamın ötesinde…
Yine de yanıldıklarım, haksızlık ettiklerim olmadı mı?
Oldu elbette…
Ama fark ettiğim an özür diledim ve düzelttim.
Hem de hiç kimsenin etkisinde kalmadan…
Zorlanmadan…
*
Biliyor musunuz böyle olunca, bu şekilde davranınca, insan o kadar rahat oluyor ki?
Rahat uyuyor…
Rahat geziyor…
Rahat konuşuyor…
Terlemiyor…
Çekinmiyor…
Yutkunmuyor…
Yüreği daralmıyor…
Çok parası ve şöyle kalburüstü bir mevkisi de olmuyor…
Belki sıradan yaşıyor, sıradan giyiyor, sıradanmış gibi görünüyor ama gerçekten de hiçbir zaman sıradan olmuyor…
Yani ‘İNSAN’ gibi yaşadığını hissediyor o zaman…
Kimseye yarenlik yapmadan…
El etek öpmeden…
Yiğitçe…
*
Böyle yaşamak müthiş bir şey biliyor musunuz?
İnsana müthiş keyif veriyor…
Yapılması gereken tek şey ayaklar üzerinde durabilmeyi denemek…
Yalpalamadan…
Kıvırtmadan…
Zikzaklar yapmadan…
Bir de ‘sabır’ hep bir yanınızda hazır olmalı…
Çünkü ona çok ihtiyaç oluyor, çok…
Tıpkı kalın bir duvar gibi sırtınızı dayıyor, derin derin soluklanıyorsunuz…
Ya da asırlık çınarın dibinde gölgelendiğiniz gibi rahatlıyorsunuz…
Ben rahatlıyorum…
Siz ister bana katılın, isterseniz katılmayın!
Ama hep sağlıcakla, hep iyilikle kalın…
0 yorum:
Yorum Gönder