“NİCK BAŞARDI…”
Adalet ve Kalkınma Partisi Avcılar Tanıtım Medya Birim Başkanı Mehmet GENÇ, içinde bulunduğumuz haftanın sakatlar haftası olması hasebiyle elektronik posta ile gönderdiği video doğrusu ibret verici.
Çok etkilendim o videoyu Sevgili Mehmet Genç’e teşekkür ederek sizlerle de paylaşmak istedim.
*
Nick; “Sizi görmek güzel! Adım Nick Vujicic.” diyerek kendisini tanıtır ve “Burada sizinle birlikte olmak güzel” der.
“Evet, bacaklarım yok. Ama bende de küçük bir tavuk budu var.” (Belinin sol bölümünde ayak gibi duran bir organını gösterir.) Ve o ‘tavuk budu’ dediği organıyla önündeki müzik aletini çalmaya başlar. İzleyenler; acımayla imrenme duygusuyla duygusu arasında Nick’i seyrederler.
Sonra o tavuk budu ile çalmaya başladığı müzik aletinden çıkan sese eşlik eder. Gözlerinin pırıltısı ise izleyenlerin yüreğine ok gibi saplanır.
Müzik aletinden çıkardığı sesi kastederek, “Nasıl? Sevindiniz mi?” der. Kolsuz ve bacaksız insanın neler yapabileceğini inatla gösterircesine... Onay almak ister karşısındaki gençlerden.
Arkasından yaptığından gurur duyarcasına “Bunu yapabilmem harika” der. İşi espriye vurur, çaresizlikle dalga geçiyormuşçasına… Arkasından da “Ve biraz techno ile devam edelim, hadi…” der. Yaşama umudu izleyenleri şaşırtırcasına kendisini izleyenlere doğru koşuyordur sanki. Sonra hareketli bir parça çalmayı dener ve bunda da başarılı olur. Sevinç ve heyecan karışımıyla adrenali de yükselirken, ritme uygun şekilde 1, 2, 3, 4 diyerek kendini izleyenleri heyecanlandırmayı başarır. Ritmi hızlı, yürek kıpır kıpır; yaşama arzusu olağanüstü bir şekilde izleyenler müthiş coşku içindedirler artık.
“İşte bu!” der. Arkasından da “Nasıl, beğendiniz mi?” deyince, kendisini izleyen gençler “Evet!” diye bağırırlar. Yapmaya çalıştığı gösterinin etkisini ölçmeye devam edercesine, “İyi miydi?” der ve onlarca genç yine “Evet!” diye bağırarak, alkışlar ve çığlıklarla karşılık verirler
Nick, karşısındaki sağlam ve sağlıklı gençlerden aldığı pozitif enerjiden gerçekten de çok mutlu olur ve bu mutluluğunu “Güzel!..” diyerek seslendirir.
Sonra kalabalıkla gülen ve uzuvlarının her biri sağlam ve sağlıklı olan genç insanlara “Biraz da hayat dersi vermenin zamanı geldi” diye düşünmüş olmalı ki, “Ama dürüst olmak gerekirse, bu şekilde yolda yürürken düşebilirsiniz” der. “Bunun gibi,”diyerek, yere düşmeden önce “Hazır mısınız?” deyip, çıkardığı ıslık ya da rüzgârın sesine benzer bir sesle birlikte bir kütük gibi yere düşer.
Yere, düşerken kendisi de kendisini izleyenler de gülmeye başlarlar. Bu sefer, yerde yüzüstü yatar vaziyetteyken “Selaam!” der, yüksek sesle ve uzatarak. Arkasından da “Yupii!” deyiverir. Kendisi de izleyenler de gülüşmeye devam ederler.
Nick, kendisini izleyen gençlere ilk soruyu sorar. “Öyleyse düştüğünüzde ne yaparsınız?” der.
Yanıtını yine kendisi verir. “Ayağa kalkarız. Herkes ayağa kalkmayı bilir” der. “Çünkü ben yürümeğe başlarsam hiçbir yere gidemeyeceğim.” Biraz önce gülüşen gençler birden bire bir sessizliğe bürünürler. Nick devam eder. “Ama söylüyorum” der. “Hayatın içinde düştüğünüzde, kalkacak gücünüzün olmadığını hissettiğiniz zamanlar olur. Umudumuz var mı? Çünkü söylüyorum işte… Burada, yerdeyim… Yüz üstü… Kollarım ve bacaklarım yok. Benim için kalkmak imkânsız olmalı. Ama değil.” der ve bu arada yüzü koyu yatmaya da devam eder.
Sonra olduğu yerden sağa sola dönerek kalkmaya çabalar. Kendisini izleyenlerde çıt yoktur. Herkes nefeslerini tutmuş Nick’in ayağa kalkıp kalkamayacağını ilgiyle, merakla ve heyecanla izlerler. “Görüyorsunuz, 100 kere kalkmayı deneyeceğim ve eğer 100 kere de başarısız olursam, eğer başarısız olursam ve pes edersem…” konuşurken, yerden ayağa kalkma çabasını sürdürür. “Ayağa kalkabileceğimi düşünebilir misiniz?” der.
Yanıtını yine kendisi verdi: Hayır!
“Ama başarısız olursam, tekrar denerim ve tekrar, tekrar, tekrar… Ama şunu bilmenizi istiyorum, bu son değil,” der “Önemli olan nasıl bitirdiğinizdir ve tekrar ayağa kalkacak gücü bulacaksınız. Bunun gibi” diyerek verdiği büyük bir uğraşı sonunda ayağa kalkmayı başarır.
*
İşte, benim videodan seyrettiğim Nick’in kalkışta verdiği mücadeleyi, yaşadığı zorlanmayı izlemeyenlerin izlemesini isterdim. Ve ayağa kalktığında yüzündeki o gururun görülmesini de…
İzleyenler Nick ayağa kalktığında onu alkışlıyorlardı. Diğer taraftan da kimileri alkışlarla birlikte gözyaşlarını akıtırlarken, kimileri de hıçkırarak ağlamaya başlamışlardı.
Elleri ve ayakları olmayan Nick, kimselerin yardımı olmadan ayağa kalkmayı çok zor da olsa bir kere daha başarmıştı.
Evet, kolları ve bacakları olmayan Nick ayağa kalkmayı başarmıştı…
Başarmanın da ötesinde “Önemli olan hayata tutunabilmeyi öğrenmektir” dercesine kendisini izlemeye gelen onlarca gence de çok güzel bir hayat dersi vermişti…
*
Nick başarmıştı…
Hem yeniden ayağa kalkmayı, hem de kendisini izleyenleri etkilemeyi…
Unutmayın her sağlam insan, bir özürlü adayıdır…
0 yorum:
Yorum Gönder