İNSAN LAYIĞINI BULUR
Küçük şeylerden mutlu olmanın nasıl da güzel bir şey olduğunu hiç yaşadınız mı?
Sıradan şeylerden mesela… O sıradan şeylerin keyfini çıkarmak, harika bir şey…
Bence…
Örneğin gençlerin el ele sahilde, yürüyüş yolunda yürümeleri!
Müthiş bir duygu…
Tadına doyulamayan bir heyecan…
Onların yüzlerindeki mutluluğu yakalayabilmek ise bir başka hoşluk…
*
Mesela bir serçenin korkulu gözlerle karların arasında hem yiyeceğini arayıp hem de etrafı kontrol altına almaya çalışırken yüreğinde taşıdığı korku dolu heyecanını kaçımız gözlemleyebildik ve şaşkınlıkla izledik serçenin o dramatik mutlu halini?
Aslında mutlu olmak için şöyle bir etrafa göz gezdirmek, yetiyor da artıyor bile…
O zaman sokakta mutlu olmak için binlerce neden görülecektir.
Tabi önce mutlu olmayı istemek gerek…
Bunun için de mevsimleri hatırlamak yeter…
Evet, evet… Birbirini kovalayan, birbirini tamamlayan mevsimleri…
Uzağa gitmeye hiç de gerek yok…
*
İnsan yaşamının mevsimlere benzediği hiç aklınıza geldi mi bilemiyorum.
Hatta hatta mevsimlerin yaşamıyla insan yaşamının birebir örtüştüğünü söylersem abartmış olur muyum acaba?
Nasıl mı?
Çok basit.
Kış doğayı üşütürken, bahar yavaş yavaş ısıtıyor, öyle değil mi?
Yaz, doğayı olabildiğince rahatlatıyor ve kışın sakladığını, baharın beslediğini yazın toplamaya hazırlanıyor…
Sora sonbahar…
İnsanoğlunun yaşlılık dönemi, yorgunluk dönemidir sonbahar…
Doğanın da öyle…
Yani hazan mevsimidir, yaprak dökümü mevsimi…
*
Ve kış gelir arkasından…
Doğanın ne kadar yeşili varsa çoktan solgun sarılara dönerek karışıvermiştir toprağın içlerine doğru…
Tıpkı insanoğlunun sonu gibi kış da doğanın sonudur…
Belki de başlangıcı…
Ölüm aynı zamanda bir başlangıç değil midir?
Tıpkı doğa gibi…
Yine de şairin “Nasıl olsa kışın sonu bahardır/Bu da gelir bu da geçer aldırma” dizeleri size hayata tutunmayı anlatıyordur da öte bile geçiyordur.
*
Bugün Cuma…
Yarın cumartesi ve sonraki gün de pazar…
Hadi gelin olaya tersten bakalım ve mutlu olmayı bir tarafı bırakıp kendimize eziyet edelim. Gelin hep beraber pazartesi sendromunu yaşayalım.
Henüz önümüzde yaşayabileceğimiz harika ve upuzun bir pazar varken, es geçip, pazartesinin derdine düşelim…
Nasıl, hoş olur mu?
Olursa deneyin ve kendinizi huzursuz etmeye pazardan başlayın…
Benim böyle bir sıkıntım yok…
Ben cumartesini de pazarı da iyi bir şekilde değerlendiriyorum…
Varın siz değerlendirmeyin…
İnsanoğlu doğaya baksın kendisini görür zaten…
Mutlu olmak için de mutsuz olmak için de o kadar çok neden bulur ki?
Ama yine de hangisini yaşamak istiyorsa onu yaşar…
Yani insan layığını bulur
Hiç kuşkunuz olmasın…
0 yorum:
Yorum Gönder