“MALATYA YANDI”
17 Mart’ta Malatya’daydım.
Hava günlük güneşlik...
İnsanlar -neredeyse- gömlekle geziyorlar.
Rüzgârın içine gizlenmiş olan soğuk hava; arada bir kendini hissettirse de hatırını saydıramıyor.
Ne yalan söyleyeyim, “Bağlarına bahar gelmiş Malatya’nın” diyesim geldi…
Öyle ki etraf yemyeşil ve güneş insanın içini ısıtıyor.
Kayısı ağaçlarının bembeyaz çiçeklerinin yaydığı çiçek kokularıyla bezenmiş gibi…
*
Uçaktan bakıldığında şehrin etrafını sarmış olan filizlerin sökün ettiği tarlalar, sanki acemi ressamın fırça izlerini toprak tuvalin üzerinde döşemiş.
Aralara serpiştirilmiş görünen ‘boz’luklar, yeşilin albenisini nasıl da üst seviyelere çıkarıyor.
El dokuması halı örneği gibi toprak ana; ‘boz’luğu ile yeşilini Malatya’nın bağrına öyle güzel serpiştirmiş ki, işte o güzellikleri havadan fotoğraflayamadığım için büyük pişmanlık içindeyim.
Kısacası henüz bembeyaz renkteki kayısı çiçeklerinin Malatya’yı sarıp sarmalamış olmasını havadan seyretmek müthiş bir keyif veriyordu insana…
*
Hayatımda ilk defa gördüğüm kayısı ağaçlarının çiçeklerinin bu kadar güzel olabileceğini doğrusu tahmin edemezdim…
Yere indiğimizde havadan gördüğüm o insanı cezbeden görüntüler birden bire kayboluverdi nedense!
Yerini başka bir güzelliğe bırakmış gibiydi…
Dostluğa…
İçtenliğe…
Ve samimiyete…
*
Ve işte o zaman:
Malatya’da kayısı hayat demek olduğunu…
Umut demek olduğunu
Düğün, dernek demek olduğunu…
Hatta sevdalanmak demek olduğunu öğreniyorum orada.
Malatya’da kayısı; sevmek demekmiş, aşk demekmiş aşk…
Malatya’da kayısı; belki de her şey demekmiş, orada öğreniyorum bunları ben…
Daha doğrusu bunların hepsini orada anlattılar bana.
*
Kaysı, bu yıl Malatyalıların yüzünü güldürmeyeceğini “Çaresiz kabullenmek gerek” diyorlardı, yüzleri hüzün, yürekleri acılı insanlar.
Çünkü 16 Mart’ı 17 Mart’a bağlayan gece Malatya’da kayısı vurgun yemişti.
Yanmıştı yani Kayısı.
Kayısı yandı mı, Malatya yandı demekmiş o gün Malatya’daki dostlarım açıkça anlatıyordu bunu.
Kayısı canlandı mı Malatyalılar da canlanırmış…
Öyle ya Malatya da kayısı her şey olduğuna göre kayısı Malatyalılar için önemliydi.
Sevgili Dostum Malatyalı Mahmut Boyraz öyle diyordu bana. “Abi bu yıl Malatya yandı” diyordu.
“Ne demek o?” diyorum?
“Malatya bu sene kayısıdan umudunu kesecek gibi görünüyor,” diyordu…
“Neden?” diyorum?
Babam daha iyi bilir diyor ve bu sefer de Fikri Bey; “Dün akşam Akçadağ bölgesi, Tohama Boyu, Yazıhan, Pötürge ve Kale bölgelerindeki kayısı ağaçlarındaki çiçeklerin çok önemli bir bölümü yandı…” diyor, elden bir şey gelmeyince, gülümsemekle hüzünlenmek arası… “Yazın yeşerecek olan umutlar da yandı” diyor.
*
Belki de düğünler ertelenecek…
Beklentiler ertelenecek…
Sevgileri yüreklerde hapsedilecek belki de…
Evet, Malatya yandı…
Kayısı Malatya’yı yaktı bu sene…
0 yorum:
Yorum Gönder