web 2.0

24 Şubat 2010

20100224 - MORALİMİZİ BOZUYORUZ

Moralimizi Bozuyoruz…

Nasıl olsa her taraf birbirine girdi…

Daha da giriyor…

Millete doğru dürüst yol gösterecek, “Memleketin hali böyledir, durum şu noktadadır” diyecek bir Allah’ın kulu yok…

Bir CHP lideri Deniz Baykal o televizyon senin, bu televizyon benim bir şeyler anlatmaya çalışıyor ya vatandaş da ona kulak asmıyor…

Bu da tamamen vatandaşın önyargısı…

Geçmişte olduğu gibi bugün de bundan sonra da Sn. Baykal’ın tespitleri bir bir çıkacağa benziyor…

*

Şimdilerde hemen herkes bir tarafçı oldu çıktı…

Ya korkudan tarafçı ya da menfaatten...

Ama memleket…

Memleket Yangın yeri…

*

Kim iyi, kim kötü; kim hırlı, kim hırsız belli mi?

Değil…

AKP aldı ele çıktı yola…

Çetereler tutuluyor, kayıtlar yapılıyor, telefonlar dinleniyor…

Her şey onlardan soruluyor…

Her şeyi onlar biliyor…

Onlar gündemi belirliyor…

Onlar gündemi değiştiriyor…

Onlar yeni gündemler oluşturuyor…

Maaşallah bir Bülent Arınç, tek başına hem AKP’ye yetiyor, hem de muhalefete…

Sakin tavırlarıyla kaya gibi lafları oturtup, oturtup çekiliyor bir kenara…

Aslında iyi de denge kurmasını biliyor…

Başbakana bile gönderme yapabiliyor.

Ne diyeyim helâl olsun…

Baksanıza seçimle ilgili ne diyor?

Sanki Başbakan seçimden kaçıyormuş gibi “Ben Tayyip Bey gibi düşünmüyorum. Ben olsam seçime gider, onlara da arkamdan nal toplatırım” diyor.

Şu gücü görüyor musunuz?

Şu öz güveni…

Şu yaptıkları işe olan inancı…

Ya da pervasızlığı…

Nasıl bir cesaretse anlamadığım cesaretliliği…

Satıp, satıp elde avuçta ne varsa tüketmelerine karşın, açık ve gizli işsizliğin günbegün artmasına karşın nasıl da meydan okuyor…

Ne güzel…

Demek ki böyle olmalı?

Demek ki “Reste-rest” demeli!

Başbakan yardımcısı bunu diyebiliyor, ama başbakan diyemiyor?

Niye ki acaba?

İstanbul Kasımpaşalı Başbakan seçim istemiyor da Manisalı Başbaka Yardımcısı seçim istiyor…

Üstelik de “Nal toplatırım” diyerek…

Şimdi burada sanki bir ufuk çatışması var gibi geliyor bana…

Bir engin görüşlülük çatışması meselâ…

*

Son yılların alternatifsiz lideri (ben demesem de öyle deniliyor) Recep Tayyip Erdoğan, seçime sıcak bakamazken, AKP’nin ağır ağabeyi Bülent Arınç başbakanın yerine meydan okuyor…

Sanki bir danışıklı dövüş müdür nedir?

Belki de aralarında da ciddi kopukluklar vardır da sesleri böyle böyle ortaya çıkıyordur, belki de gerçekten danışıklı döğüştür, ne bileyim!

Fikir ayrılıkları, görüş ayrılıkları olmasa bile bazı detay farklılıkları yaşıyor olabilirler meselâ…

*

Ne güzel…

Sn. Arınç bunu dillendiriyor…

Onun dışında bir tane bile dillendiren yok…

Genel Başkanlarının söylediklerinin hiç birine itiraz yok…

Tam bir biat…

Tekmili birden itaat…

Yoksa memleket bu haldeyken hiç kimse “Arkadaş memleket için için yanıyor, sizler hâlâ neyin peşindesiniz? Alevler parladım parlıyorum, diyor bu durumda da hepimiz içinde yanacağız,” dediklerini bir türlü duyuramıyorlar…

*

Şu anda memleket, dalgalanma sürecinin en son hadlerine yaklaşıyor ve bitime az mı kaldı nedir

*

Sular çekildiğinde geriye kimler kalacak ben onu merak ediyorum…

Kimler ayakta durabilecek…

Neler değişecek?

Neler koruyabilecek kendini…

Bunları düşündükçe bile benim moralim bozuluyor…

Moralleri bozmuyor mu bu dalgalanma?

0 yorum:

Yorum Gönder