web 2.0

7 Şubat 2010

20100208 - BENCE TABİ!..

BENCE TABİ!..

İnsanlar doğumundan ölümüne kadar uğraşıyorlar…

Koşturuyorlar…

Didiniyorlar…

Kimileri çok para kazanmanın derdindeyken, kimileri de bir şeyleri başarmanın derdinde.

*

Çoğu zaman ‘çok para kazanma hırsı’ insanoğlunun en önemli yaşama nedeniymiş gibi.

Çünkü ‘para’ güç demekmiş…

Çevre demekmiş…

Paralı insan akıllı(!) ileriyi görebilen(!) herkese ve her şeye yön verebilen(!) insanmış.

Çünkü paranın çekim gücü sonsuz olurken, paralı insanın gücü de sonsuzluğun(!) gücüymüş…

O nedenle de akıllı olabilmek, ileriyi görebilmek, her şeye ve herkese yön verebilmek için önce para gerekliymiş.

Hem de çok para…

O zaman ‘para kazanmanın peşinde koşmak’ her yolun mubah sayılması gereken bir yolmuş da…

Çok para sahibi olma adına her türlü sıkıntıyı çekmeğe değermiş…

*

Günümüzde yaşam anlayışı bir anlamda paranın çekim gücü üzerine odaklanarak, aklımıza gelen gelmeyen ne varsa para ile ilişkilendirilmeye çalışılıyor…

Daha iyi yemek, içmek; daha çok gezmek, tozmak; daha etkili hükmedebilmek…

Bunları yapabilmek için de -kuşkusuz- para gerekli…

Çok para gerekli…

Daha çok para gerekli…

En daha çok para gerekli...

İnsan, paranın gücünü kendi gücüymüş gibi göstermeli demek ki!

Varsa yoksa para…

Varsa yoksa paranın gücü ve paranın çekim gücünü yakalamak.

*

Başka pencereden bakanlar da yok mudur?

Parayı önemsemeyenler…

Parayı ancak normal ihtiyaçların karşılanması için gerekli olduğuna inananlar meselâ?

Vardır elbet. Olmaz olur mu?

Fazlasının; güç olmanın ötesinde, insan yaşamını komik duruma düşürdüğünü hatta altüst edebildiğini bilenler…

Huzur verdiği gibi huzuru bozuyor olduğunu görenler…

Bunun için de çok parası olmadığına şükredenler de o kadar çok var ki…

*

Hele de parayı sonradan bulmuş, onun sıcak yüzünü ve gücünü -nasıl olmuşsa- bir şekilde yakalamışsa, paranın kontrol edilebilirliliğini de bilmiyorsa, “Eyvah ki eyvah!”

“Nasıl yani, niye ‘eyvah ki eyvah?’” diye sormayın, etrafınıza bakın yeter…

Etrafınızdaki insanların yürüyüşlerine, konuşma biçimlerine, davranışlarındaki tezatlıklarına ve konuşmaların döndürülüp dolaştırılıp paraya nasıl getirildiğine bir bakın.

Beyin gücüne değil de paranın gücüne bir bakın, bunların hepsini görebileceksiniz.

*

Bu para denilen şey ne acayip bir şey...

Hem mutluluk veriyor insana hem huzursuzluk…

Hem dost kazandırıyor hem düşman…

Ben paranın kararından değil de paranın çok olanından korkuyorum..

O nedenle de hiç işim olmaz çok parayla…

Gerçekten de…

“Param mı yok, derdi yok” diye ne de güzel söylemişler…

Paranın gücü de çekim gücü de bana uzak olsun…

Dostlarımın gücü yakın olsun bana yete…

Gerisi teferruat…

Bence tabi…

0 yorum:

Yorum Gönder