YOKSA TARİH ONLARI AFFETMEYECEK!..
Beklenen ama hiçbir zaman istenmeyen noktaya ramak kalıyor galiba…
Kılıçlar kınından çekiliyor, bir taraf “Hodri meydan!” derken, diğer taraf verilecek olan dilekçeleri bekliyor…
*
Daha önceleri de söyledik, eski DTP tarafı, iyi ve kötü olarak ikiye ayrılmış gibi görünürlerken, partinin kapatılmasıyla birlikte düşüncelerin ve isteklerin tek olduğu belirgin bir şekilde görülmeye başlandı…
Talepler belli…
Önceleri örtülü olan, masummuş gibi görünen satır aralarında yer alan talepler satır aralarından çıkartılmaya başlandı.
Net ve açık bir biçimde…
*
Yumuşak başlayan söylemler sertleşmeye…
Sokak çatışmalarıymış gibi başlayan eylemlerse çok daha öte bir hal almaya başladı…
Vatandaş huzursuz, esnaf tedirgin…
Bütün bunların yanında hükümet ve muhalefet nelerle meşgul?
Birbirlerine karşı -üstlendikleri makamlara- yakışmayan ithamlar, söylemler ve tavırlarla…
Başbakan meclis kürsüsünden ana muhalefet ve muhalefet liderlerine “Sen” diye -el kol hareketini de ‘sen’ ile bütünleştirerek- hitap ederlerken, karşı taraf da aynı üslupla, hatta biraz daha ileri giderek hitap etmektedirler…
Görünen o ki ne hükümet muhalefetle ne de muhalefet hükümetle anlaşma zemini aramanın gayreti içindedirler…
Taraflar kendileri adına yaptıkları söylem ve eylemlerin haklılıklarını ispatlamaya çalışırlarken, ülkede; ekonomik, sosyal ve siyasal hayat yara almaya devam ediyor…
*
Bugün iktidar, bir açılım bataklığının içine gömüldükçe gömülüyor.
Ne çıkabiliyor ne de batıyor…
Ne de “Pardon bu konuda yanlışlarımız var” diyebiliyor…
Aslında baştan beri “Açılım” denen bu şey tamamen “kapalı bir kutu” görünümündeydi, hâlâ da o özelliğini koruyor. Muhalefet ise “İlle de odunumun parası” diyerek, bir türlü, diyalog kurmanın derdine girmiyorlar…
Devlet ve ülke meselesini, kişisel mesele haline getirerek -üzgünüm ama çocuk gibi- bir zıtlaşmanın içine düşmüşler.
Belki çok kötü bir hatırlatma bu ama; 12 Eylül öncesi de tıpkı buna benzer olayları yaşıyorduk…
Aradaki tek fark o zaman sağ sol çatışmaları vardı, bugün terör…
O zaman da ister sağdan ister soldan her gün gençlerimiz ölüyordu, şimdi de askerlerimiz ölüyor…
O zaman da liderler aralarındaki anlaşma zeminlerini tamamen ortadan kaldırmışlardı, şimdi de kaldırmış gözüküyorlar…
*
Benim ülkemde tarih dördüncü kez tekerrür etmesin istiyorum…
Liderlerin önce liderlik konumlarına, temsil ettikleri kurum ve kuruluşlara ve arkalarındaki seçmenlerine karşı sorumlu davranmalarını ve hitaplarını tavırlarını ona göre belirlemelerini ne kadar arzu ediyorum bilemezsiniz…
Sonra da oturup ülkenin geleceği adına -birbirlerini sevmeseler de, hazzetmeseler de-, yaşanan bu sıkıntıların çözülmesi için yurttaşlarından aldıkları sorumluluklarını yerine getirebilsinler istiyorum…
Yoksa tarih onları affetmeyecek…
0 yorum:
Yorum Gönder