web 2.0

17 Kasım 2009

20091105 - TEŞEKKÜRLERİMLE...

TEŞEKKÜRLERİMLE...



Üçüncü defa TÜYAP Kitap Fuarı’na katılıyorum...

Orta yaşı tüketmek üzere olmamla birlikte yazarlıkta henüz çok genç sayılırım...

O nedenle de TÜYAP’TAKİ ilk heyecanımı tanımlayamam...

Bir çırpıda akşam olmuştu.

Pazar günü olduğu gibi...

Pazar günü dışarıda hava soğuk, yağmurlu ve Domuz Gribi korkusu kol gezerken, TÜYAP’ın içinde sıcak, aydınlık ve kitapların kardeşliğinin oluşturduğu bir birliktelik hâkimdi...

*

Kitapseverlerin kimileri daha evlerinden çıkmadan alacağı kitapları ve uğrayacağı yayınevlerini listelemişler, doğrudan adreslere yönelirlerken, kimileri tıpkı semt pazarlarında olduğu gibi hiç acele etmeden keyfine vara vara stantları inceliyorlardı...

*

1 Kasım 2009 günü 3. kez katıldığım kitap fuarındaki ilk kitabımı genç bir hanımefendiye imzaladım...

Önce kitabı inceledi.

Kitabın adını okudu, “Ne Zor Şeymiş Yaşamak!” diye belli belirsiz mırıldandı...

“Ben de öyle düşünüyorum, gerçekten de ne zor şeymiş yaşamak” deyiverdi.

Arka kapak için yazdığım yazıyı okudu ve sonra “Gerçekten sizce de zor mu yaşamak?” dedi...

“Evet, zor.” dedim ve “Kitapta anlatmaya çalıştığım gerçek bir yaşam öyküsüdür ayrıca,” diye de ilave ettim.

Kitabın içinde birkaç satıra göz gezdirdi ve “Benim için imzalar mısınız?” dedi. “Elbette! Onun için buradayım ya!” diyerek ilk kitabımı imzaladım...

Sonrasında büyük oğlum Cihan ile gelinim beni ziyaret ettiler...

Sonra birkaç kitap daha imzaladım...

Arkasından sevgili meslektaşlarım Değişim gazetesinin imtiyaz sahibi Erdal Karasansar, ağabeyi Gürsel Karasansar ve büyük kızı, Kamil Uci ve Avcılar Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Murat Şahin de beni yalnız bırakmadılar.

Sevgili Mehmet Mert’in, ertesi günün gazetesini hazırlama telaşının arasında gelmesi, kitabını alıp bana imzalatması ve daha sonra görüşlerinin benimle paylaşacağını söylemesi, benim için yaşamağa değer bir anıydı.

*

Keşke bunların arasında her gün yazı yazdığım Manşet Gazetesi de olsaydı.

“Benim gazetem… Benim sevgili arkadaşlarım fuarda beni yalnız bırakmadılar ve bana sahip çıktılar” diyebilseydim...

Üzgünüm ama diyemiyorum...

Demek ki bunu da yaşamamız gerekiyordu.

Yaşadık...

Buruk bir tecrübe oldu benim için.

*

Aslında bu fuarda belki de denemeler yazın türünde bir ilk olacak olan “Bir Bakmışız Uçup Gitmiş Elimizden” isimli kitabımı da okurlarımla buluşturarak imzalamak isterdim ama onu da yayınevim yetiştiremedi.

Aralık ayı içinde çıkacak...

Gerçekten de yazın türünde bir ilk olacak.

Nasıl olduğu önünüze geldiğinde görür, o zaman bana hak verir veya vermezsiniz...

*

Sonra bir bakmışım imza sürem dolmuş ve günü tüketmişim...

Tatlı bir sevinç, hoş bir huzurla TUYAP’TAN ayrılırken, “Darısı bir sonrakine” diyerek günü sonlandırdım...

Beni yalnız bırakmayan, telefonla gelememenin üzüntüsünü benimle paylaşan, her birinize en içten TEŞEKKÜRLERİMLE...

0 yorum:

Yorum Gönder