“ERKEK ADAMLARMIŞ VESSELAM!” MI DİYELİM YANİ...
Oldum olası; toplumun gözü önünde olan insanların daha aklı başında, daha aklıselim olabileceklerini sanırdım.
Hele de bunlar büyük gazetelerde yazı yazıyorlarsa, her daim önümü iliklerdim.
Diğer taraftan;
İyi işler başarmış…
İyi yerlerde çalışmış…
İyi tahsili olmasa bile kendini yetiştirmiş…
Kalemi iyi yazan…
Ağzı iyi konuşan insanların biraz daha “Eline, beline ve diline” sahip çıkarlar; “Ağzından çıkanları kulakları duyar” diye düşünürdüm hep ((Yaşadığımız örnekler bu düşüncemi zedelese de yine de öyle düşünüyorum).
Belki de bu da benim saflığım ne bileyim…
*
Efendim, olayın kahramanlarından biri Hürriyet gibi bir gazetede spor servis danışmanı, diğeri Fenerbahçe TV’de programcı…
İkisi de önemli(!), sözlerine itibar edilebilecek(!) olan spor adamları. Sarf ettikleri sözler ise (Kaç yıl öncesinde söylenmiş olursa olsun) son derece yakışıksız ve seviyesiz…
*
Hiçbir takıma, kişi ve kurumlara asla edilmemesi gerekirken, küfür ettikleri takım da ülkemin en güzide takımlarından olan Galatasaray.
Bu takım; hem UEFA kupasını, hem de Süper Kupayı ülkemize kazandırmış, Türkiye’nin en köklü spor kulüplerimizin en başında gelenlerinden biridir.
Belki birincisi, belki ikincisi, belki üçüncüsü ama ilk üçten biri…
Yani Turkcell süper ligini sırtlayan üç beş takımdan biri.
Ne olmuş?
Fenerbahçe Galatasaray’ı yenmiş…
Galatasaray’ın on yıldır Saraçoğlu’nda Fenerbahçe’ye yeniliyor olması hep kötü oynadıklarından mıdır?
Hayır.
Bazen de şansızlıklarından…
Saraçoğlu tribünlerinin cehennem ateşinden…
Veya Fenerbahçe’nin maça Galatasaray’dan daha iyi yoğunlaşmasından…
Tersi de olabilirdi…
Sonuçta bu bir futbol müsabakası…
Ve buna önce spor adamlarının sahip çıkmaları, hoşgörülü olmaları, maç sonrasında rakibini -yenilse bile- tebrik edebilmeyi bilmeleri gerekirken “Galatasaray’ı nasıl s…..k ama! Galatasaray’a nasıl k…..k ama!” demek de nenin nesi? Bu ifadelerin literatürdeki adı magandalıktır.
Ne diyelim helâl olsun (!).
*
Düşünüyorum da tribündeki o ‘cahil’ dediğimiz, o ‘maganda’ dediğimiz insanlara hiç kızmamamız gerekir.
Biz de saf, saf “Tribün terörü bitsin!” diye, umut ediyoruz.
Biter mi sizce?
Ben bir Fenerbahçe taraftarı olarak; rakibine, saygı duymayı bilemeyen bir spor adamı ‘spor adamı mıdır?’ diye de sormak istiyorum.
*
İsterseniz bundan sonra bin kere özür dileyin, yüz bin kere pişman olun. Her yazdığınız yazınızda; “Spor kardeşliktir, dostluktur,” deyin...
Neyi anlatırsanız anlatın, bundan sonra ne fark eder ki…
Spora ve sporcuya olan bakışınızı, içinizde gizlediklerinizi ortaya döktükten sonra...
Sayın Saatçi ve Sayın Metin Özülkü; bence siz başka alanlarda kendinize yer arayın, Hürriyet gazetesi de, Fenerbahçe televizyonu da -galiba-sizlere biraz bol gelmiş.
Biliyor musunuz -bence bu halinizle- Fenerbahçe’ye yakışmıyorsunuz...
0 yorum:
Yorum Gönder