web 2.0

9 Mayıs 2011

20110511 -PENNE ARABİATTA

“PENNE ARABİATTA”

“Penne Arabiatta...”
Cahilliğime verin. Ben bunun ne olduğunu henüz geçtiğimiz pazartesi günü öğrendim. Sonra da cahilliğimi giderdim ve “Penne” ve “Arabiatta”yı hafızama yerleştirirken, “Soslu makarnayı” yavaş yavaş unutmaya başladığımı -galiba- fark edememişim bile...
“Soslu makarna da şimdi nereden çıktı?” demeyin, çünkü bizim öğle yemeğinde vardı.
*
Önceki gün öyle yemeği için yemekhaneye indiğimde yemekhane girişine konulmuş olan yemek çizelgesinde “Dil Balığı, Penne Arabiatta, Mercimek Çorbası ve Helva” yazıyordu...
İlk bakışta sıradan bir öğle yemeği listesi...
Son derece masum...
Ancak ben kendi kendime sorun çıkarttım...
Konu ‘Türkçe olunca’ gerçekten de sorunlu biri oluyorum...
Elimde değil. Bu da benim (eksiklikse tabi)eksikliğim işte...
Türkçemin ihmal edilişi, hem de kendi insanımız tarafından –farklılaştırıldığını hissettirmek için- yok edilişi, beni çok üzüyor...
Ha, bütün bu hassasiyetime rağmen benim hatalarım olmuyor mu?
Oluyor elbette...
Ama fark ettiğim an, uyarıldığım an hemen düzeltiyorum. Üstelik de teşekkür ederek...
*
Neyse, sözü fazla uzatmadan ben sadede geleyim.
Nedir bu “Penne Arabiatta” meselesi, değil mi?
Bilenler bilse de, ben anlatayım efendim.
Ben, kırk yılı aşkın İstanbul’da yaşıyor olmama rağmen -üstelik eğitimim de fena sayılmaz- geçtiğimiz pazartesi gününe kadar öğrenememişim demek ki?
Demek ki, kabahat bende var.
Bize yemeği dağıtan görevlilere “Penne Arabiatta”nın ne anlama geldiğini sordum. Bunu sorarken de önümdeki yemek kaplarında farklı bir yemek var mı diye de inceliyordum. Oysa “Penneli, Arabiattalı” herhangi bir şey göremedim (Tabi nasıl bir şey arıyorsam!). Tezgâhta gördüğüm yemek çeşitleri: Balık, Mercimek Çorba ve Makarna vardı.
Hani şu bizim “düdüklü makarna” dediğimiz makarna...
Onun yanında helva ve domates sosu. Öyle bize yabancı olan, bir şey yoktu bize sunulan yemekler arasında. Yıllardır yediğimiz yemekler...
Sorduğum soru üzerine onlar önce yüzüme “Garip, garip bakıp ciddi mi soruyor, yoksa şaka mı yapıyorum!” onu çözmeye çalışırlarken, bir taraftan da tebessüm ederek açıklamaya başladılar...
Ben, “Benim bilmediğim bir şeyi anlatacaklar,” diye beklerken, bir de baktım ki bizim arkadaşlar bana “Penne’nin makarna; sosun da, Arabiatta!” olduğunu söylemesinler mi?
Buyurun bakalım!
Bizim “Soslu makarna” bir günde kimlik değiştirerek, ‘Penne Arabiatta’ oluvermiş çıkmış...
Penne ile bir ayağımızı Avrupa’ya; Arabiatta ile de Arap ülkelerine atıvermişiz.
“Niye böyle oldu?” dedim.
“Bilmem! Böyle!” dediler, hafiften omuzlarını çekerek...
Bilmiyorlar, ama öyleymiş!...
Bir anda bizim “Soslu makarnayı, Penne Arabiatta” yapılıp işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar...
Ve makarnayı yer gibi, Türkçemizi de yiyip tüketirken, sonra da birbirimize yapancılaşıyor olmaktan dert yanıyoruz...
Yabancılaşmıyor muyuz yoksa?
Yoksa ben mi abartıyorum...



0 yorum:

Yorum Gönder