“KONUŞURSAM!..” DEMEYİN KONUŞUN!
İnsanlar eteklerindeki taşları dökmeye başlamadan önce dikkatleri üzerine çekmeyi denerler. Önce, “Beni konuşturmayın! Beni tahrik etmeyin! Ben bir konuşursam!..” diye başlarlar...
Kimilerinde bu tehditlerin arkası gelir, kıyısından köşesinden kendisine de bulaşır, kimilerinde şişirilmiş balondur ve unutulur gider...
Bu bir anlamda (ucuz) kabadayılıktır ve çıkışların çoğunluğu da boştur...
Hani “Isıracak k.... dişini göstermez!” denir ya öyle işte...
Bu tür davranışların en belirgin özelliğidir İlgi çekmek, dikkatlerin üzerinde toplanmasını görmek...
Çoğu zaman da bunları başarırlar. Sonra da ne olursa olur, bir türlü tahrik olunmaz ve konuşulmaz...
Yanıtı bellidir...
“Öyle gerekti!”
Hoppala!..
Bu iş bu kadar basit mi?
Ortaya bir yığın iddia atılacak, tehditler savrulacak “Konuşursam Avcılar’ı terk ederler,” denilecek, sonra da...
Sonra da, sonrası gelmeyecek...
“Öyle gerekti!” denilecek. Olacak şey mi bu?
*
Şuraya gelmek istiyorum...
Avcılar’da başlayan meşhur ‘Rahibe gibi örtünme’ meselesi yüzünden -eşinin başının kapalı olması asabiyle kendisine de hakaret edildiğini düşünerek- bir çırpıda partisinden istifa eden Avcılar Belediyesi, Bağımsız Meclis Üyesi Ömer Zengin’le bir telefon görüşmesi yaptım. Kendisine bir gazetede çıkan haberi hatırlatır hatırlatmaz, “Orada yazılı olan her şeyin altına imza atarım,”diyor ve “Konuşursam Avcılar’da duramazlar” diyor, “Elimde ses kayıtları var,” diyor.
*
Hadi siz olun da merak etmeyin!
Bırakın gazeteci olmayı, sıradan insan bile bu çıkışların gerisini merak etmez mi?
Hele bu iddia sahibi ‘Meclis Üyesi’ sıfatını da taşıyorsa...
Mademki durum bu kadar vahim ve Sayın Zengin de -her birini ispatlamaya hazır olduğuna göre- bu vahim durumu, susarak neden daha da vahim ve karmaşık hale getiriyor ki?
Kendisi bu işin ne kadar içinde veya dışında?”
Eğer bu kadar önemli yolsuzluk, haksız kazanç, görevi kötüye kullanma (Demeç verdiği gazetede yazan iddialara göre) varsa ve bu da hâlâ açıklanmıyor, ortalık yerlerde ve gazete manşetlerinde yer alıp duruyorsa, bu durum; kendisi için de, belediye için de, meclis üyesi seçildiği parti için de sıkıntılıdır...
Onun için Sayın Zengin, elindeki mevcut delilleri (İddiasına göre ses kayıtları ve belgeleri) -Avcılar’a gerçekten sahip çıkmak isteniyorsa ve gerçekten iddia edildiği gibi ortada çok vahim bir durum varsa-ortaya dökmeniz gerek...
Bırakın yarası olan gocunsun, yanlış yapan rahatsız olsun...
Siz de vicdanınızı rahatlatın.
Mademki belediyenin işleyen çarkından bu kadar rahatsız oldunuz, elinizde delilleriniz de var, daha neyi bekliyorsunuz ki?
Yargılık bir durum varsa da hesabını versinler; ya bedelini ödesinler ya da aklansınlar.
Eğer söylediğiniz gibi ortada bir şey yok ve siz varmış gibi yapıyorsanız da ne diyeyim ki?
*
Sonuç olarak; Sayın Zengin, o kaydettiğiniz kasetleri yalnızca siz dinlemeyin, dinletin, eteğinizdeki taşları dökün ki siz de rahatlayın bizleri de bu kadar merakta bırakmayın.
Yani,“Konuşursam...” demeyin, konuşun.
0 yorum:
Yorum Gönder