TEŞEKKÜRLERİMLE…
Manşet yeni bir yapılanmanın içine girdi…
El değiştirdi.
Gazetenin eski patronunun deyimiyle gazetenin patronu ‘gazeteciler’ oldu
Şimdi Habermanşet bu işi kendilerine meslek edinmiş, bilgisini ve yüreğini gazetesine verecek olan genç ve tecrübeli gazetecilerin elinde…
Ve günlük çıkıyor…
Haftanın beş günü…
Bugün aylık bir gazetenin dahi zor çıkarıldığı bir ortamda günlük gazete çıkartmanın zorluklarını, sıkıntılarını ancak yaşayan bilir…
*
Şimdi 2010’dayız…
Çoğunlukla yurdum insanı 2009’u sıkıntılarla geçirseler bile 2010’a umutla girdiler…
Memleketi yönetenler, içlerindeki gelecek umudunu, daha aydınlık, daha ferah, daha rahat ve sıkıntılarından arınmış daha mutlu bir Türkiye umudunu 2010’a taşıdılar…
Liderler; daha uzlaşılabilir, daha anlaşılabilir diyalogların 2009’dan daha verimli, daha olgun ve daha duyarlı olabilme arzularını içlerinde taşıyorlar…
Şimdi Türkiye; hiç olmazsa bu yıl, liderler arasında kurulacak olan diyaloglar sayesinde dünden daha iyi, yarını daha umutlu bir 2010 yılı yaşamak beklentisi içinde olmak istiyor.
Şimdi Türkiye; açılımın daha netlik kazanmasını, uzlaşının zaman geçirmeden devreye sokulmasını, halk adına denilip de halka rağmen kargaşa yaratanların söylemleriyle değil, eylemleriyle barışa, kardeşliğe ve ülkenin aydınlık geleceğine katkı sunmaları gerektiğini istiyor…
2010’da benim ülkemde yaşayan hemen herkes bunu istiyor.
Bence…
*
Yeni yıl.
Taptaze. Henüz bütün güzelliği ile bütün beyazlığı ile ve bütün sadeliği ile araladığı kapıdan -umutlarımızı, beklentilerimizi ve gelecek planlarımızı daha barışçı, daha uzlaşıcı, daha yapıcı bir şekilde hayata geçirebilmemiz adına- bizleri içeriye buyur ediyor…
Her yılbaşı yeni bir başlangıç ve her yeni başlangıç da yeni bir umut, yeni bir heyecan değil midir aslında?
Öyledir, diye düşünüyorum…
Ben de iki buçuk yıldır gazeteniz Manşet’te önce -kısa bir süre- haftada iki gün, sonra da günlük yazılarımla “HaberVERİyorum” diyerek karşınızda oldum.
Düşüncelerimi sizlerle paylaştım, düşüncelerinizi benimle paylaştınız…
Beğendiğiniz de oldu, beğenmediğiniz de…
Olumlum da oldu, olumsuzum da…
Kırdıklarım da oldu, kırıldığım da…
Ama bir şey benim tarafımdan hiç olmadı.
Bu köşeden hiç kimseye karşı ne ön yargılı oldum ne de duygularımın esiri olarak yazdım…
Yanlışımda özür diledim, doğrumun hep arkasında durdum…
Ne Manşet’e ne de Manşet okurlarına helâl getirecek bir tutum içinde oldum…
Ben Manşet’i sevdim, Manşet’in de beni önemsediğini biliyorum…
Ama bazı şeyleri tadında bırakmak, bir değişiklik yapılacaksa da tadında ve zamanında yapmak gerek diye düşünüyorum…
Ben de öyle yapıyor ve iki buçuk yıldır yazdığım bu köşemi tadında bırakmak istiyorum…
Bunun içindir ki önce Sevgili Haluk Talay ve Hakan kardeşime bana gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkürlerimi sunuyorum…
Habermanşet okurlarının hoşgörülerinden dolayı da onlara minnet duygularımı ifade etmek istiyorum…
Her başlangıç bir sonu, her son bir başlangıcı beraberinde getiriyor…
Yaşam denilen serüven de başlangıç ve son arasında değil mi zaten?
Saygılarımla…
0 yorum:
Yorum Gönder